Päevikud


MERCIFULLY
63, Çankaya, Türgi

Otomobilinizin mutlaka bir oyku barindiran logolarin nasil yaratildigini hic merak ettiniz mi? Iste Mercedes'ten Renault'ya; Jaguar'dan Mitsubishi'ye logolarin hikayesi...

Aldigimiz otomobillerin ozelliklerini az cok bilsek de amblem ve isimlerinin nereden ciktigi pek aklimiza gelmez. Ancak amblemlerdeki renkler ve figurlerin hepsi bir donemin veya sirketin dogusunun izlerini tasir. Logo yada amblemler otomobilin kimligidir. Asla olmez. Marka isimleri bazen kurucularinin adi ya da soyadi, bazen de uretildigi sehir ya da kasabalardir. Ancak logolarin hikâyeleri daha ilginc. Sizin icin sirketlerin logo ve isimlerini arastirdik.. .


MERCIFULLY
63, Çankaya, Türgi

Subject: TOPLU MESAJ--YILIN FIKRASI
Tayyip , Egemen e sorar :


- Egemen , biliyorsun Turgut ÖZAL ın büyük hizmetleri var Ülkeye , sence o mu daha büyük ben mi ?
- Efendim , tabiki siz büyüksünüz , zira rahmetli Demirel den çok korkardı , siz takmazsınız bile...
- Demirel dedin de Egemen , Demirel in de büyük hizmetleri var , sence ben mi büyüğüm Demirel mi ?
- Efendim , tabiki siz büyüksünüz , Demirel askerden çok korkardı , siz askerin anasını ağlattınız...
- Peki Egemen sence Atatürk mü büyük benmi ?
- Efendim , elbette siz büyüksünüz , Atatürk…


MERCIFULLY
63, Çankaya, Türgi

Karı-koca 20 yıllık bir evlilikte sorun yaşamaya başlayınca, kendilerini bir evlilik danışmanının önünde bulmuşlardı.....

Danışman, problemin ne olduğunu sorar sormaz kadın bunca yılın birikiminden olsa, hemen söz alıp, heyecan, üzüntü ve biraz da umutsuzlukla geçen 20 yılda çektiklerini sıralamaya baş...lamıştı..



Hepsini, ama hepsini eksiksiz saydı.. Kocasının ona ilgisizliğini, soğuk davranışlarını, umursamazlığını, yabancılaşmasını, yalnızlığını, aralarındaki ilişkinin bittiğini, duygusal ihtiyaçlarının artık karşılanmadığını ve evliliklerinin kavram itibariyle boş ve anlamsız bir beraberlik haline geldiğini ,anlattı da anlattı....



Danışman onun iyice içini dökmesine izin verdi. Sonra birden ayağa kalktı, kadını da ayağa kaldırdı, önünde bir an hareketsiz tutup gözlerinin içine baktıktan sonra arzu ve şehvet…


12.03.2010
MERCIFULLY
63, Çankaya, Türgi

Çin versiyonu
Karınca bütün yaz çalışır evini, yiyeceklerini hazır eder.

Ağustos böceği de yan gelir yatar ve karıncayla alay eder, vur patlasın çal oynasın yazı geçirir.

Ve kış gelir...

Karınca sıcacık yuvasında karnı tok bir şekilde kışı geçirirken, ağustos böceği açlık ve soğuktan iki gün sonra ölür.

Fransa versiyonu
Karınca bütün yaz çalışır evini, yiyeceklerini hazır eder.
Ağustos böceği de yan gelir yatar ve karıncayla alay eder, vur patlasın çal oynasın yazı geçirir..
Ve kış gelir...
Karınca sıcacık…


MERCIFULLY
63, Çankaya, Türgi

SÜLEYMAN DEMİREL'DEN İNCİLER'' ......
"bana Türkiye 'nin durumunu bir kelimeyle anlatın derseniz iyidir derim. İki kelimeyle anlatın derseniz iyi değildir derim"
------------ --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- -----
Enflasyon düşüyor domatesten biberden buluyorlar. Çıkıyor benden buluyorlar.
------------ --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- -----
Nurcular kendisini pek severler ve hep Demirele oy vermişlerdir. Nitekim Demirel bir seçimde nurculara kabinede bakan vereceğini vaat etmiş fakat kabine açıklandığında beklenen nurcu bakan çıkmamıştır. Bunun üzerine nurcularda haklı olarak demirele sayın Demirel hani bizden bir bakan alacaktınız diye sormuşlar ve Demirel kendinden beklenen cevabı vermiş

-
Ben varım ya…
------------ ------------ --------- --------- --------- ---------…


11.03.2010
MERCIFULLY
63, Çankaya, Türgi

Tebessüm

Fıkra Eyüp Karadayı'dan.
Bir arkadaş topluluğu içindeki Kemal'in garip inanışı varmış!.. En kötü durumlara düşse dahi, "Öyle demeyin siz!.. Beterin de beteri vardır!?.." der dururmuş!..
Arkadaşları da onun bu aşırı iyimserliğine takılırlarmış. Düşünmüşler, "Şuna bir oyun oynayalım!.." demişler.
Akşam Kemal kahveye gelince oyun başlamış.
"Yahu! Duydun mu bizim Necati'nin başına gelenleri !?.. Dün gece aniden dönüp, pat !.. diye eve gelmiş, bir de ne görsün!.. Karısı Necla, bir dostuyla yatakta değil mi!?.. Çekip tabancayı ikisini de anında vurup, öldürmüş!.. O da şimdi içerde !?.." Kemal, yine derin bir "Oh" çekip "Çocuklar!.. Beterin beteri vardır!.." demesin mi!?..
Birisi atılmış…


MERCIFULLY
63, Çankaya, Türgi

BİR süre önce bir grup Amerikalı öğrenci Habertürk'ü ziyarete geldi.

New York'taki Mary's College'dan bir grup gazetecilik öğrencisi. 15 öğrenci.
14'ü kız.
Medyada son 10 yılın en büyük "Başarı hikâyesi" olarak nitelendirdikleri
Habertürk'ü görmek, incelemek istemişler.

Gazeteyi gezdiler, bölümleri dolaştılar. Oldukça şaşırdılar. Amerika'da da
çok gazete görmüşler ama böylesini görmemişler. En şaşırdıkları da
"eğlenerek" gazete yapmamızdı.

Sonra da benim odama geldiler. Sohbet ettik. Önce onlar sordu ben
yanıtladım. Sonra da ben sordum.

"Türkiye'yi nasıl buldunuz"

diye.

Türkiye'den önce bir Avrupa turu yapmışlar, Yunanistan'dan sonra da
Türkiye'ye gelmişler.

"Çok şaşırdık" dediler.

"Niye şaşırdınız" dedim.

"Avrupa'nın pek çok yerinden daha modern, daha güzel ve daha zengin. Çok
aydınlık bir görüntüsü var"

dediler.

"Bunda şaşıracak ne var bu kadar"

diye sordum.

"Orhan Pamuk'u okumuştuk…


17.06.2010
MERCIFULLY
63, Çankaya, Türgi


MERCIFULLY
63, Çankaya, Türgi

Limon suyu ve Sarımsak mucizesi

2 Litre limon suyu, 40 diş soyulmuş ve ezilmiş sarımsak, ağzı sıkı
Kapanan koyu renkli veya üzeri kağıtla kapatılmış bir kavanoz lazım. Limonların suyunu iyice sıkıp kavanoza doldurunuz, soyulmuş 40 diş orta
Boy sarımsağı yıkamadan ve ezerek limonun içine atıp kavanozun kapağını kapatıyoruz, 25 gün boyunca normal ılık bir yerde saklanıp her gün çalkanacak, (sarımsaklar iyice erimiş olacak) 25 gün sonra kavanozu açıp her sabah aç karnına yarım veya içebiliyorsa
Bir çay bardağı içiyoruz kavanoz bitene kadar içilecek, kapağı hep kapalı
Olacak, kavanoza asla su, şeker v.b. karıştırılmayacak ancak çay
bardağına aldığınız kısmını dilersek sulandırarak…


04.03.2010
MERCIFULLY
63, Çankaya, Türgi


Bardağı yere bırakın bugün!

Profesör elinde içi dolu bir bardak tutarak dersine başladı

Herkesin göreceği bir şekilde tutuyordu ve ardından sordu :

"Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?"

'50gm!' .... '100gm! '125gm'

..diye öğrenciler yanıtladı.

"Bardağı tartmadıkça gerçekten ben de bilemem," dedi profösör, "ama, benim sorum şu ki :

"Bu bardağı böyle birkaç dakikalığına tutsaydım ne olurdu?"

'Hiçbir şey' …..diye yanıtladı öğrenciler.

"Tamam peki 1 saat boyunca tutsaydım ne olurdu?" diye sordu profesör bu kez…

"Kolunuz ağrımaya başlardı efendim" diye öğrencilerden biri yanıtladı

"Haklısın, peki şimdi ben 1 gün boyunca tutsam ne olurdu?"

"Kolunuz iyice ağrır,…


Päevikud
Päevikute uuendamine toimub iga 5 minuti tagant.